Cote D’azur u sadece St. Tropez’e ait tutan bir gezi
planınız mı var? Harika bir seçim...
Gelmişken St. Tropez’e de uğrayayıp bir bakalım şu eski
balıkçı köyüne mi dediniz.Elbette ki eldeki fotoğraflar gezinizin artısı ama bu
küçük yer yarım günde gecesini yaşamadan eksik kalır.
O halde başlayalım..Günün yarısının denizde geçtiğini
düşünürsek öncelik tabi ki plajların.30 yaş üstü için adres Club
55. Hayalkırıklığı yaşamak mümkün tabi,bu muymuş diyebilirsiniz.Ama buymuş
diyecek yanları çok.O halde beğenmek ya da sadece görmek üzere değil eğlenmek üzere orada olduğunuzu
hatırlayarak uçsuz bucaksız Pampelonne kumsalındaki en meşhur beach club da
gününüzü geçirebilirsiniz.Yer bulmak zor,önceden rezervasyon şart.Aynı kumsalda
Tahiti Beach turuncu ağırlıklı hali ile sizi bekliyor.Giriş yolu ise Club 55
ten farklı.Daha düşük yaş ortalaması ile Nikki Beach açılmadan St. Tropez’in en
meşhuru imiş Tahiti Beach.Şimdi de 3 numara denebilir.
Peki nerede kalmalı..İki seçenek var aslında ya St. Tropez
içinde ya da motorla 15 dakikada geçebileceğiniz ama trafik yüzünden 15
dakikalık yolu araba ile 1 saatten fazla süre ile gelmeyi göze alacağınız Maxime
. St.Tropez ‘deki beach clublara ulaşım araçla olacağı için ve
merkeze en az 15 dakika uzakta oldukları için hemen ne gerek var kıyıdan araba
ile dolaşıp trafiği çekmeye dememeli. St Maxime'de kalacaksanız araç kiralayıp st tropez beach'lerini keşfedebilirsiniz. St Maxime oda fiyatları St Tropez'e göre çok daha uygun , biz konaklamamızı St. Maxime'de yaptık.
Le Byblos şehrin tartışmasız bir numarası.Pahalı
mı..Evet..Ama şehirde genelde pahalı kavramı normal birşey için olduğu için
uçuk fiyatta mı diye soralım ve evet yanıtı verelim.Gece klübü son derece
meşhur .
Ne yapmalı sorusunun aslında üç yanıtı var..Birincisi St.
Tropez sandaletleri..Alışverişin 1 numarası...İkincisi Tropezyen kek..Yemeden
olmaz..Üçüncüsü ise sahilde bir cafede oturmak.Fransızlar gibi hele bulduğunuz
yer en ön sıra ise saatlerce oturmak gereksiz ama illa ki oturmak..Önerimiz
Cafe de Paris..En önde yer bulunca; hazır bulmuşken biraz daha oturalım havası
bizi de sardı,bulaşıcı..
Yemek konusu önemli.Plajlarda restoranlar zaten gece gündüz
tamamen dolu ve rezervasyon şart.Balık yemek isteyenler için seçenek bol,eski
şehirin tepesine giderken küçük kumasala bakan restoran şahane. Byblos un
içindeki restorana oteldışında iseniz yer bulma şansınız nerde ise yok ama
şehrin en gözde mekanlarından.Şehrin sahil şeridindeki restoranlarda ise
herkesin yediği saatleri tercih etmeyecekseniz yeriniz en önden bile hazır
olabilir.Ama hesaplı gideyim derseniz İtalyan restoranlar en iyi seçim gibi
duruyor.Sahil şeridini yandan göreyim derseniz Papagayo dan iyi bir alternatif
yok.
Alışveriş için her türlü lüks mağaza mevcut.Aklınıza gelen
tüm markalar orada.İster istemez geziyorsunuz.
Şehir sahilinin uzunluğu kısa,o yüzden oraya demirleyen her
yattan ünlü çıkar mı acaba diye bakınan insan kalabalıkları yaşamın içinden
hale gelmiş durumda.
Sainte Maxime ile Saint Tropez arasında körfezin tam
köşesinde Port-Grimaud var.Kanal şehri.Gezilmeli.
Şehrin içine ayak basmayan ünlü birisi yoktur herhalde ama
kimse şehirle özdeşleşen Bridget Bardot gibi olmaz.O her yerde..O kadar efsane
halinde ki,inanılmaz..
Saint Tropez sizi bir kere daha çağıran bir şehir değil,ama
içine alan bir yer...
Sevenin tam seveceği,sevmeyenin ise neyse görmüş olduk
diyeceği eski bir balıkçı kasabası..