10 Temmuz 2012 Salı

Portofino


Cinque Terre bölgesinde 3 gün konakladıktan sonra gezimizin 2. Bölümünü oluşturan Santa Margharita L.- Portofino tarafına doğru trenle yola çıktık.Santa Margharita Genoa-Cinque Terre hattı arasında konaklama için mükemmel seçim oldu, biz Lido Palace oteli tercih ettik...Fiyatlar Levanto ve Cinque Terre tarafına göre daha pahalı olsa da son derece güzel bir belde.Cumartesi akşamı restaurantlarda yer bulmakta zorlanıyorsunuz ,bu yüzden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederiz.. haftaiçi ise daha sakin..Hem halk plajları hem de özel plajlar mevcut..Portfino’ya yakın olması da buradaki konaklamayı arttıran etkenlerden birisi..Santa Margharita’dan Portofino’ya 2 yoldan ulaşabiliyorsunuz..Denizden motorlar kalkıyor veya kara yolundan otobüs / kiralık araçla da gidebilirsiniz..Arabayla/Otobüsle mesafesi 10 dakika bile sürmüyor ama yolu dar olduğu için trafik sıkışabiliyor..Santa Margharita Portofino arasında arabayla geçerken dikkatinizi çekecek bir koy Paraggi Koyu..Paraggi’yi görünce orada mutlaka yüzmek isteyeceksiniz ..Paraggi Koyunda özel beach’ler var ..Giriş tek kişi 25 euro..Şezlong ve şemsiye dahil..Biz otobüsten Paraggi koyunda inip 1-2 saat yüzme molası verdikten sonra yürüyerek Portofino’ya devam ettik..Yürüyüş yolundaki manzara inanılmaz..Çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.Portofino’ya hem motorla gündüz hem karadan akşam gittik..İlk gördüğümüzde gerçekten büyülendik diyebilirim..Koy çok ufak, restaurantlar diğer beldelere göre pahalı , Wine Bar’da iki Bellini için 80 euro ödüyorsunuz ama hayatınızda içtiğiniz en güzel Bellini’yi içiyorsunuz..Loius Vitton,Pucci , Christian Dior gibi markaların butıkleriyle karşılaşıyorsunuz..Hediyelik eşya içinde bir çok seçenek var..Resimlerdekinden daha romantik ve güzel diyebilirim... Yatlarda inanılmaz..

Portofino’dan sonra motorla devam ederseniz San Fruttoso adlı manastır koyuna geliyorsunuz..Genoa-Cinque Terre bölgesi arasındaki en muazzam deniz burada , koya arabayla ulaşım yok, motorla Santa Margharita’dan – Portofino’dan veya Camogli’den ulaşabiliyorsunuz...İki tane restaurant var , denize girip manastırı gezebiliyorsunuz.Mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz.



Uluç Şıkyıldız :Santa Margharitaaaaaaa...Romantizmin gerçek adı..Portofino ise büyüleyici..Çok daha öte bir şey..İlk görüşü vurgun yapıyor..Bu kesin..Santa Margharita ise çağırıyor..Hele tepeden inme fırsatı bulursanız karayolu ile o güzelliği seyredin..Aynı şey Paragli sonrası Portofinoya yürüyün mutlaka demeyi de beraberinde getiriyor..Kısacası..Bölge inanılmaz..Günlük bırakılmaz..Elinde olan Santa Margharitada 3-4 gece geçirmeli..Portofinonun yürüyüş bölgelerinde florya inanılmaz.1300 çeşitten fazla çiçek var deniliyor ki,gören bayılıyor.İyi ki gittik diyeceğiniz bir bölgeyi anlattık..Ne yapmalı kısmı ise çeşitli..Santa Margharita..Massimo Meda ile tanışmalı inanılmaz bir sanat,resim-heykel ve ışık kombinasyonu..Rene de yemek öneriyoruz..Santa Margharita çarşısında kahve..Alışveriş için Portofino ideal..Bellini içmeden dönmemek gerek..Portofino ve Santa Margharita daha önceki bölgemiz Levanto değil..Çok farklı..Fiyat olarak da..Zaten Portofinoya demirli yatları görünce normal oluyor..Ve bir de resim için..Portofinonun tepesine çıkmak önemli.




Zeynep Şıkyıldız : Portofino şarkısı sebebiyle herkes tarafından bilinen ama gidip gördüğünüzde resimlerdekinden daha da güzelmiş dedirttiren bir yer..Portofino’da kalmayacaksanız konaklama olarak Santa Margharita’yı tercih edip günübirlik Portofino’ya geçebilirsiniz..Bu bölgeye gidip gitmemekte kararsız kaldıysanız fırsatınız varsa mutlaka görmenizi tavsiye ederim...

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Cinque Terre ...5 Köyden fazlası


2012 yazımızdaki ilk yol tercihimiz İtalyanların meşhur 5 köyü –Cinque Terre oldu.Havaların ısınması ile seferlerin başladığı İstanbul-Genova uçuşu sonrasında hiç Genova’da vakit kaybetmeden gezimizin konaklama yeri olan Levanto’ya ulaşmak için Genova tren garından yola çıktık.Hedef Cinque Terre ise konaklamak için en ideal yer Levanto. Biletlerinizi trene binmeden kendiniz işletmelisiniz,bu önemli,çünkü işletilmeyen biletin geçerliliği yok,makineler ise her istasyonda mevcut,aynı zamanda her istasyonda cafe de bulunmakta,tren beklerken kahve içiyorsunuz zaten,ya da alışmanız gereken şey belki pizza ya da makarnaya hazırsınız ama kahve tüketiminizin de çoğalacağına –istemsiz şekilde-hazır olmalısınız.İtalyanlar her daim espresso içse de saat 11:00 den sonra cappucino yu genelde içmiyorlar.Makarnada spagetti tüketimi ise kaşıksız.Doya doya yiyin der gibi.

Levanto..Küçük bir yerleşim yeri ama özellikle haftasonu tatili için  insanların akın akın geldiği bir yer.Bize şirinden öte geldi,en önemli olay havanın nemsiz oluşu,bu yüzden Cinque Terre gezisine yaş veya sıcak engeli koymanıza gerek yok.Levanto’da küçüklük ölçüsünde az otel var ve lüks kavramından uzaklar,dezavantajlı nokta ise sahil şeridinde otelin olmaması,hemen tüm yerleşim imkanları ufak merkez çevresinde birikmiş durumda fakat bu hesaplı bir konaklama imkanı da sunuyor.Zaten Levanto lüks kavramının çok da uğramadığı bir yer.Fakat şirin kavramı kendisini hissettirdiği için rahat ediyorsunuz.

Levanto içinde sahilde az sayıda lokantada yemek yiyebilir veya denize bakarak spritz içebilirsiniz,zaten 2-3 günlük konaklama bölgeyi keşfetme sırasında size ev sahipliği yapacak olan Levanto için hem yeterli hem de hesaplı olacaktır.Hesaplı menülerde kendinizi şımartacak ve hesap kitap yapmayacak hamleler yapmak isterseniz bölge ideal,fiyatlar gerçekten Genova’dan uzaklaştıkça iner şekilde.

5 Köye Gezi Başlıyoooorrr !!!

Cinque Terre için Levanto’dan Portovenereye kalkan gemi ile köylere tek tek ulaşım mümkün.Fakat biz Levanto istasyonu ile köylere tren yolu ile ulaşımı tercih ettik ki önerebiliriz.İlk köy Levantadon çıkıştan sonraki ilk durak olan Monterosso ya kısa sürede ulaştık.Günlük indi bindi serbest bileti pahalı değil,5 köyü tek günde gezmek ise mümkün.Bu yüzden en tercih edilen ulaşım aracı tren için ödeme şekli günlük bilet alımı olmalı.

 
Monterosso ortadan bölünmüş bir köy.Plaj alanı çok büyük,köylerin en büyüğü ve denize giriş için en ideal bölge.Trenin durağından indikten sonra geldiğiniz bölgeyi gezdikten sonra uç bölüme koyun ortadan bölündüğü yerin ardına gitmeyi ihmal etmeyin.Esas köy o bölgenin ardında ve içeri doğru genişliyor,zaten köy limanı da o bölgede.Monterosso nun güzel tarafı da köyiçi mevkii,biz bu bölgeyi ikinci gün Portevenere dönüşüne bıraktık ve sahil kısmında mola verdikten sonra trene binerek köylerden beşincisine gittik.Riomaggiore..

Riomaggiore dar sokakları ve eşsiz dikliği ile köyün dibinden yukarıya inanılmaz bir manzara sunmakta.Alışveriş için acele etmenize  ya da Riomaggiore’den birşeyler alma çabanıza gerek yok,aşıklar yolu ile ilgili hediyelik ya da Cinque Terre anısı Manorola(4. Köy) veya Vernazza (2. Köy) da daha çeşitlilik gösteriyor.Riomaggiore görünmeli,bol fotoğraf çekilmeli ve denize en yakın kısımdaki cafede ufak mola ile geçiştirilmeli.

Riomaggiore durağının dibinde 4. Köy Manorolaya Aşıklar Yolu gitmekte ve ücretli,tavsiyemiz bu yolu yürümeniz ve bol bol fotoğraf çektirmeniz,eğer aşkınızı kilitleyip herkes gibi kilidini asmak ve anahtarını denize yollamak isterseniz hazırlıklı gelin..Yol başlangıcında Riomaggioreye veda koyunun başındaki cafede ücretsiz wi-fi ve çok güzel bir manzara var.

Yol yaklaşık yarım saat sürüyor,gerek sıcak gerekse bol foto çekişine alternatif yedek tshirtler yol ortasında devreye girebilir.Yol bitiminde sizi ilk anda cezbetmeyen Manorola karşılamakta,yol yorgunluğu için bire bir olarak yemek tercihinizi burada yapmalısınız,5 köy içinde en iyi deniz ürünleri Manorola’da.Sahilde denize girmek için cezbedici bir ortam var ve sahil kenarından devam eden asmalı yoldan Manorola manzarası çok güzel.Gelmeden önce bizi en çok Vernazza’nın etkileyecek olacağını düşünmüş olsak da en güzel kavramını bu köyden yana kullandık,yine de Monterosso’nın bölünmüşlüğünün ordan tüm koyu resmetmek de çok keyifli idi.

Biz 3. Köyü biraz da denize kıyısı yok diye pas geçtik ve içine girmedik,ertesi gün Portovenere’den Levanto’ya dönüşü denizden yaptığımız için kıyıdan resimleme imkanı bulduk ve bol resim alma şansına sahip olduğunuz için bu yöntem de bize doğru geldi.

Vernazza..En bilinen ve en önemsenen köy.1. köyden 2. Köye yürüyerek gelenler köye girişi tepeden resmetme şansına sahip oluyorlar ve en iyi Vernazza görüntüsünü orası veriyor.Biz Manorola da umduğumuzdan fazlasını bulduktan sonra  ve Vernazza ‘da ise denize girme sıkıntısı ve diğer köylere göre biraz daha pahalı fiyatları bulunca açıkçası çok da ısınmadık beklediğimiz ölçüde köye...

Akşamüstüne merakla geldiğimiz bölgedeki konaklama yerine geldiğimizde ise hem görülesi yerleri gördüğümüz için keyifli ama bir o kadar da Levanto yu beklediğimizden çok yaşanacak yer bulduğumuz için mutlu idik.




Zeynep Şıkyıldız: Cinque Terre – 5 köy özellikle Türkiye’de çok tercih edilmeyen belki de bilinmeyen bir bölge..Biz internetten araştırarak kendi planımızı kendimiz yaparak bu bölgeyi gezdik çokta keyif aldık..Manzaralar inanılmaz, hem denize girme fırsatınız var hem gezme ve fotoğraf çekme..olduça da romantik yerler..Tek dezavantajı Spagetti ve Pizza yüzünden kilo alıp dönüyorsunuz aman dikkat J

Uluç Şıkyıldız:Tercihiniz Cinque Terre ise Levanto konaklamak için birebir.Şehir çok huzur veriyor ve köyler çok yakın,öne çıkan başarılı restorantı ise ne yazık ki yok,yine de koyda denize girmek,koya geniş açıdan bakan cafede spritz içerek günü sonlandırmak ve leziz dondurmasını tatmak tavsiye edilir.Köylerde ise yemek tercihiniz deniz mahsulü ise Manorola ideal,yürüyüş yolu mutlaka değerlendirilmeli,köyler çok güzel foto imkanı veriyor ve gezimizin bu bölümü diğer bölgelere göre göreceli olarak oldukça ucuz fiyatlarla geçti.

Bizler uzun sayılacak bir dönemde bölgeyi ziyaret etme fırsatı bulduk.Bu yüzden gezimizi Cinque Terre,Portofino ve kalanlar olarak 3 bölümde paylaşacağız.Kalanlardan Portovenere bu bölümdeki gezinize mutlaka katılmalı.Konu ile ilgili bölümü diğer bölümlerde bulabilirsiniz.


8 Temmuz 2012 Pazar

Kaş..Doyasıya Güzellik..


Çok yere gidersiniz,gezersiniz ve fotoğraf albümü yaparsınız ama bir kere Kaş’a giderseniz bir daha elinden kurtulamazsınız.Kaş sizi sürekli çağırır,siz de sürekli gidersiniz...Sadece bu kadarla bile Kaş yazılabilir aslında,ama madem gitmek isteyenler için diyerek buluşuyoruz yazılarımızda sizlerle o halde devam edelim...Mesaj gayet net..Acaba gitsek mi diye bu yazıda iseniz yanıtı tüm alternatifleri bir kenara bırakın şeklinde..Eğer kısa bir süreliğine Kaş’a gideceğiz diyorsanız mümkünse süreyi uzatın diyoruz...
**
Kaş küçük bir limanı olan,ucunda Çukurbağ yarımadası ile karşısındaki Meis adasına iyice yaklaşan bir ilçe.Kendisi Kaş,karşısındaki ada ise göz ...İki kolu var gibi yaklaşıyor Meis’e..Birisi Kalkan yolundan gelişte Kaş’tan önce gözüken Çukurbağ yarımadası...Şehir yeni yat limanının varlığını da yarımadanın şehirdışındaki tarafındaki koyunda yapıyor zaten.Diğer sarmal ise likya yürüyüşü rotasını da içine alan Limanağzına dek varıyor...
Nasıl gitmeli:Karayolu bir tercih..İstikamet direk Kaş..Diğer alternatif ise havayolu ve Kaş’a direk ulaşım.Gelirken bir gece Göcekte kalırım,Dalyan da kalırım sonra Kalkan-Kaş yapar,dönüşte de tek gün Ölüdeniz e de uğrarım derseniz Dalaman havaalanı ve araba kiralamak bir tercih..
Nerede kalmalı:İlk kez geliyorsanız mutlaka şehirde kalmak gerek.Küçükçakıl tarafında oteller olduğu gibi bol bol da pansiyon var şehirde.İlk kez gelirken ev kiralayacağım diyenler de şehri tercih etmeli bizce...Çokça gelenler için Çukurbağ’da daha geniş villaları kiralamak bir tercih olabilir.
Ne yapmalı:Dalışla ilgilenmeyeni bile çekecek güzelliklerin fotoğrafları her yerde olduğu için dalış kursu alınabilir.Kekova turu inanılmaz bir batık şehir güzelliği sunuyor.İlk kez gidenler mutlaka katılmalı,daha çok zamanı olanlar ise Kaleköy-Kekova arasını botla kendisi kürek sallayarak geçmeli.Kaleköy’de yemekten ziyade dondurma yenmeli.Şehirin içindeki antik tiyatro hastane tarafında basamaklarda oturmalı,şehrin tepesinden Çukurbağ-Meis,Kaş limanı ve limanağzı dörtlüsü tek fotoğrafa sığdırılmalı.Merkezdeki çay bahçesi Noel Baba da nasılsa oturulacak ama Akdeniz balığı lagos veya kılıç mutlaka şehrin en eski restoranında yenmeli.Saklıkent tercihi eğer ufukta Fethiye tercihi yoksa yapılmalı,eğer o imkan varsa mutlaka Demre yollarına düşüp Noel Baba müzesi ve Myra ziyaret edilmeli.Serbest günde küçük Çakıl tarafındaki beachler tercih edilebilir,Kalkan Kaş arasındaki muazzam güzellik Kaputaşta denize girildikten sonra Kalkan’a gidilebilir.Limanağzında denizde bir gün geçirmek isteyenler için sürekli karşılıklı seferler bulunmakta,yine benzer şekilde Yunanistan toprağı Meis adasına da karşılıklı seferler var.Dejavu da güneş batırmak,mavi de gece yarısından sonra müzük dinlemek,önünde baamaklarda otururken midye yemek olmazsa olmazlar.

 

Maldivler'de Balayı


Aslında google da yer,otel,restoran ..Daha doğrusu her bilgi aradığımızda aklımıza ilk gelen nereye gidersek
gidelim oteller,restoranlar hakkında kısa kısa yorum yapmanın önemi olmuştu.Kafamızdaki blog fikri ise sürekli olarak ertelenen bir girişim olmasına rağmen bir o kadar da güncel kaldı sürekli.Sonunda hadi Şıkyıldız’lar dedik kendi kendimize..Ve düğmeye bastık...
İlk olarak yazı seçimimiz Maldivler oldu ve başlığını da balayı olarak koyduk.Bunun iki sebebi var...
Birincisi Maldivler deki adalar balayı havasını yansıtan,adanın içine sizi alan ve gittiğiniz adada da çoğunluğunbalayı çifti olması sebebi ile sonuçta adı üstünde bal-ayı..ya da haftasının öne çıktığı bir yer...Daha uzun bir balayıda tercih etseniz tamamen aynı adada siz size sürecek bir paylaşımın adresi..
Diğer sebep ise biraz bizsel..Belki de yaşayanlarca ortak paylaşılacak bir fikir..Bali..Seyşeller..Karayip
adaları..Bora Bora..Her zaman gidilebilir,hatta güzelliklerine bakılırsa da gidilmesi de gerekir...Hatta uzun ömürlerolsun herkese,Avustralya dan Brezilyaya gezilsin...Ama işte kilit kelime bu..Gezilsin..
Maldivler ise gezilsinden uzak bir seçim...
Yaşanılsın,dinlenilsin ve bol bol fotoğraf çekilsin,ada turu yürüyerek gerçekleşsin...
Kısacası..
Bu yazıyı balayı seçimlerinizin arasında Maldivler var olarak okuyorsanız bizim size önereceğimiz tek bir şey var..
Maldivlere balayında gidilir...
Diğer her yere her zaman gidebilirsiniz..
Ama Maldivler diğer yerlerden sonra hadi Maldivlere de gidelim derseniz çekici gelmeyebilir...

Maldivlerde ön plana çıkanlar:

** Bizim yaptığımız araştırmalardan kalan bölgenin havasının iyi olduğu dönem Ağustos'tan sonra
başlıyor.Özellikle Eylül ve Ekim aylarından itibaren tercih edilmeli diyelim.
**Bizim olduğumuz dönem Eylül 18-25 2011 arasında idi.Yağmuru gördük ama çok ama çok kısa sürdü ,yine de
havanın çok güneşli olmadığı günü de yaşadık ve ilerleyen dönemlerde çok güzel olduğu belirtilen tekne ile güneşbatırma seansı güneşin bulutlar arasında kaybolması ile eğlenceli olmasına rağmen güzel fotoğraflar sunmadı.Güneşin yakıcı olduğu günlerde oldu...
**Kum keyfi inanılmaz.Bembeyaz kum..Resimler kadar değil,resimlerden daha güzel..Adanın her tarafı beyaz kum olduğu için  çıplak ayak yürümek inanılmaz keyif.
**Adanın floryası büyüleyici.Sürekli olarak dönmesem de olur duygusu yaşatıyor.
**Dalış zevki olanlar için büyüleyici.Zaten balayı çifti olmayıp da adaya gelenlerin çoğunun rotasını denizaltının cazibesi çizmekte.
**Binlerce ada var.Bizim tercihimiz Veligandu oldu..Gitmek isteyene önereceğimiz kadar güzel.Ne çok küçük,ne çok büyük,adanın her tarafında denize girebiliyorsunuz bu çok önemli,SPA sı ve yemekleri güzel,hediyelik eşya dükkanı idare edecek büyüklükte.Küçük bir atol bizim tercihimiz.Başkenti Rashdu.Rashdu için yarım günlük gezi yeterli..
**Kendinize anı kalsın diye adadan mutlaka hediye alırsınız ama daha da hediye getirecekler için havaalanında da anlık alışveriş imkanı var.
**Biz ne kuzey ne güney atolde,kendi başında küçük bir atolde idik.Havalanından sonra çok uzun olmayan birpır-pır seyahati ile adamıza geldik.Fakat araştırmamızda kuzey atolün güney atölden daha güzel olduğu sürekli vurgulandı.Zaten belli başlı otel zincirelerinin Maldiv lokasyonlarındaki tercihi de kuzey atöl olmuş durumda.
**Maldivlere geldik ama neyimiz var neyimiz yok harcamayalım derseniz herşey dahil otel tercih edin deriz.
** Acaba deniz içinde bungalowda kalmasak mı sorusunu soranlar olacaktır.Gidin deniz içinde doya doya
yaşayın..
**Emirates hava yollarını kullandık,bekleme süreleri açısından Dubai aktarmasını çok beklemeli tercih
etmedik.Özellikle dönüşte önemli diye düşünüyoruz.Tur yerine kendinizin ayarlama yapması hem sizi rahat
bırakıyor hem de araştırma aşamaları zevkli geçiyor.Paket programda hazıra konmamak belki de Maldivler
tercihinizi daha da güzelleştiriyor.
**Dönüş uçağında üzerinden geçilen adaların fotoğrafını çekmek isteyenler için cam kenarı tercihi önemli.
**Köpekbalığı evet kenara kadar yaklaşıyor,evinizin önünden geçiyor ,bol bol da konuşuyorsunuz köpekbalığını kendi aranızda..Ama hepsi bu..Korkutmasına gerek yok..

Kendi görüşlerimize geçmeden gitme planı bulunanlara,niyetlenenlere yönelik bir yazı yazmaya çalıştık...Şimdi
bizler anlatıyoruz...

Zeynep : Maldivlere giderken gerçekten resimlerdeki kadar büyüleyici mi diye çok sormuştum
kendime..Resimlerden de nefisti ...Denizin rengi inanılmaz , hamakta yatarken masmavi denize dalıp gidiyorsunuz..Adanın kokteylleri ve meyveleri çok güzel..Köpekbalığından korkuyorsanız da endişe edecek birşey yok diyebilirim.. Balayı için kesinlikle doğru seçimdi

Uluç : Maldivler eşimin isteği idi.İstek 1-tercih 0 dır.Maldivler dönüşü iyi ki geldik dedik,bu önemli...Dönüşyoluna çıkarken bizim pırpır bizim atölden yolcu toparladı.Otel ararken o adayı da görmüştük,dönüşte hertarafından denize girilmediğini her yerinde beyaz kumların olmadığını görünce iyi seçim olmuş Veligandu dedik..Bu da önemli..İyi bir fotoğraf makinenizin olmasını önemseyin bu gezide diyebilirim.Yemekler rahatsız edici değil ben yemem modunda olan bile doyacak birşey bulabilir.  Okyanusa karşı villanızda özel bir kahvaltı tercih etmek şahane bir seçim oluyor.Daha ne olsun..

Özetle..
Balayında Maldivler tercihi güzel bir tercih...
Gittiğimiz ada Veliganduyu da hani çok çok bilindik ve pahalı bir kaç iyi otel dışında yer arayanlara rahateder,keyif alırsınız gibi önemli iki vurgu ile tavsiye ediyoruz.